Enflasyon Düzeltmesinin Kâr Dağıtımına Etkileri – Corporate Tax


To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Düzeltme öncesinde bilançoda yer alan
kârlarımızı dağıtabilecek miyiz ya
da düzeltme öncesinde zararlı iken düzeltme ile
kâra geçmişsek bu kârı
dağıtabilecek miyiz?

İçinde bulunduğumuz günlerde hararetle
31.12.2023 bilançolarının Vergi Usul
Kanunu’nun (VUK) mükerrer 298/A maddesi kapsamında
düzeltilmesiyle uğraşıyor ve düzeltmenin
yarattığı çeşitli sonuçları
tartışıyoruz.

Bu sonuçlardan en çarpıcı
olanlarından birisi çoğu kârlı
şirketin yapılan düzeltme sonucunda zararla
kârşılaşmış olmaları. Tabii
birçok firmada da bunun tam tersi durum ortaya
çıktı.

Şirketlerin düzeltilmemiş
bilançolarında yer alan geçmiş yıllar
kârları ve dönem kârı, 555 nolu VUK
Genel Tebliğinde yer alan düzenleme sonucunda, enflasyon
düzeltmesi sonucunda oluşan kâr/zarar ile tek bir
hesapta “Geçmiş Yıllar kârı”
veya “Geçmiş Yıllar Zararı”
hesaplarında buluşturulunca, artık bilançoda
sadece tek bir kâr/zarar hesabı görüyor
olacağız.

Tabii böyle olunca, düzeltme öncesi
bilançolarında kârlı görünen
şirketlerin düzeltme sonrasında zararlı veya
zararlı görünen şirketlerin düzeltme
sonrasında kârlı bilanço
açıkladıklarına şahit
olacağız.

Bu durumda olan şirketlerin sordukları ilk soru
doğal olarak şu oluyor: Düzeltme öncesinde
bilançoda yer alan kârlarımızı
dağıtabilecek miyiz ya da düzeltme öncesinde
zararlı iken düzeltme ile kâra
geçmişsek bu kârı dağıtabilecek
miyiz?

Önce ikincisinden başlayalım. Düzeltme
öncesinde zararlı iken düzeltme ile kâra
geçmişsek bu kârı
dağıtamayacağız. Daha doğrusu
dağıtırsak kurumlar vergisi ödeyeceğiz.
Kanunen bu dağıtıma hiçbir engel
olmamasına kârşın Bakanlığın bu
konudaki kesin görüşü bu kârın
dağıtılamayacağı yönünde.
VUK’nun Mük. 298/A maddesinde pasif kalemlere ait
enflasyon düzeltme farklarının
dağıtılamayacağı,
dağıtılırsa dönem kazancından
bağımsız olarak kurumlar vergisine tabi
tutulacağı açıkça belirtilmiş.
Oysa düzeltme sonucu oluşan kârın, pasif
kalemlere ait enflasyon düzeltme farkı
olmadığı belli. Maddede düzeltme sonucu
oluşan kârların
dağıtılamayacağına yönelik bir
düzenleme de olmadığı için,
Bakanlığın bu görüşünün
yasal bir dayanağı olmadığı ortada. Ancak
bu kârların dağıtımı konusunda
temkinli olunmasında fayda var. Buradan dağıtım
yapan şirketlere kurumlar vergisi tarhiyatı
yapılması çok olası.

İlkine gelince, düzeltmeden önce var olan
kârların düzeltmeden doğan zararlarla yok
olması halinde, bu zarar hiç yokmuş gibi kâr
dağıtımı yapılması, olmayan
kârın dağıtılması yorumuna maruz
kalabilir. Çünkü TTK’nun 509. maddesi
uyarınca kâr payı ancak net dönem
kârından ve serbest yedek akçelerden
dağıtılabilir.

Bağımsız denetime tabi olmayan şirketler,
TMS/TFRS kuralları gereği mali tablo
çıkârmadıklarından bunlarda itibar
edilecek yegâne mali tablo VUK mali tablolarıdır.
Bu şirketler TTK hükümleri gereği
dağıtılabilir kâr payları ve serbest
yedekleri toplamından, zararlarını mahsup etmek
suretiyle kalan tutarı dağıtıma tabi
tutmalıdırlar. Bu zarar tutarı belirlenirken mevcut
ticari zararların yanı sıra bunların tek
hesapta buluşturulduğu enflasyon düzeltmesinden
kaynaklanan zararların da dikkate alınması gerekir.
Düzeltmeden kaynaklanan zararların aşağıda
belirtileceği üzere, özsermaye enflasyon
düzeltme farklarına mahsubu mümkün olduğu
için, bu mahsup yapılarak söz konusu enflasyon
zararlarının kâr dağıtımına
engel oluşturmasının önüne
geçilebilir.

Bağımsız denetime tabi şirketlerde ise
kâr dağıtımı konusunda Kamu Gözetim
Kurumu’nun ( koyduğu kurallar geçerlidir. kâr
dağıtımı konusunda Kamu Gözetim
Kurumu’nun aldığı ilke kârarına
göre; bağımsız denetime tabi şirketler
kâr payına esas mali tablo olarak TFRS veya BOBİ
FRS uyarınca hazırladıkları mali
tablolarına itibar etmek zorundadır. Bu tablolarda
görünen dağıtıma kaynak olacak
kârlarını dağıtabilirler. Fakat VUK
uyarınca tutulan yasal defter kayıtlarından
çıkârdıkları mali tablolarda
görünen dağıtılabilir kaynaklar, TFRS veya
BOBİ FRS uyarınca hazırlanan mali tablolardaki
dağıtılabilir kaynaklardan küçükse
düşük olan tutara itibar edilir. Bir başka
deyişle TFRS veya BOBİ FRS uyarınca
hazırladıkları mali tablolarında var olan
dağıtılabilir kârların ve serbest yedek
akçelerin VUK mali tablolarında
kârşılığının olması
gerekir. Düzeltme sonucunda geçmiş yıllar
zararı oluşan şirketlerin,
bilançolarında yer alan olağanüstü
yedeklerin ve diğer serbest yedeklerin bu zararla
netleştirildiğinde varsa fazlası, bunun bu
kârşılığı
oluşturacağında tereddüt yoktur. Elbette ki bu
hesapların enflasyon düzeltme farklarının
dağıtımda kaynak olamayacağı,
dağıtılırsa kurumlar vergisine tabi
tutulacağı gözden uzak tutulmamalıdır.

Bu durumda, enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan VUK
bilançosunda dağıtılabilir kâr yoksa bu
durumda TFRS veya BOBİ FRS mali tablolarında
dağıtılabilir kâr olsa bile kâr
dağıtımı yapılamaz. Kaldı ki VUK
hükümleri uyarınca enflasyon düzeltmesi
yapılırken kuralları çok benzer olan
“Türkiye Muhasebe Standartı 29 Yüksek
Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama” (TMS 29)
uyarınca TFRS ve BOBİ FRS mali tabloları da
enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaktadır. Bu, VUK
hükümleri uyarınca düzeltme zararı
çıkıyorsa büyük ihtimalle TMS 29
uyarınca yapılan düzeltme sonucunda da zarar
çıkacağı anlamına gelir.

Diğer yandan VUK mük. 298. madde uyarınca
özsermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının
düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl
zararlarına mahsubu mümkündür. Bu durumda
düzeltmeden doğan zararların özsermaye
hesaplarının düzeltme farklarına mahsubu
suretiyle kâr dağıtımının
önünü açmak mümkün olabilecektir.
Fakat bu mahsubu yaparken, sadece düzeltmeden kaynaklanan
zararların mahsubunun yapılmasına dikkat edilmeli,
geçmiş yıl zararlarına atılan ticari
zararlar mahsupta kullanılmamalıdır. Aksi takdirde
Maliye İdaresinin özelge bazındaki
görüşlerine göre, özsermaye
hesaplarının enflasyon farkları işletmeden
çekilmiş sayılır ve dönem
kazancından bağımsız olarak kurumlar vergisi
doğar. Bu konuda Erdoğan Sağlam
üstadın 12.3.2024 tarihinde T24’de yayımlanan
Öz sermaye kalemlerine ait
enflasyon farklarını enflasyon düzeltmesi sonucu
oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup
ederken dikkatli olun
!”
başlıklı makalesini incelemenizde fayda var.

SPK’ya tabi şirketlerde ise SPK’nun 7.3.2024 tarih
ve 14/382 sayılı kârarı uyarınca
yapılan Duyuru’suna göre hareket edilmelidir. Bu
kârar uyarınca;

* TMS/TFRS uyarınca hazırlanan finansal
tabloların enflasyona göre ilk defa düzeltilmesi
sonucunda oluşan geçmiş yıllar
zararlarının endekslenmiş tutarları, Kurulun
kâr dağıtımına ilişkin
düzenlemeleri çerçevesinde, TMS/TFRS
uyarınca enflasyona göre düzeltilmiş
dağıtılabilir kâr rakamı bulunurken
indirim kalemi olarak dikkate
alınacaktır. Yani bu zararlar
dağıtılmamış kârların ve
olağanüstü yedekler ve diğer serbest yedeklerin
dağıtımına kendi tutarı kadar engel
olacaktır.

* 2023 kâr payları tespit edilirken, kâr
dağıtım tablosunda
kârşılaştırma için sunulan 2023
yılı yasal kayıtları için yasal
kayıtlarda yer alan enflasyona göre düzeltil
memiş dönem kârı ile
geçmiş yıllar zararları tutarı esas
alınacak, ancak her halükârda
dağıtılacak kâr payı tutarının
enflasyon düzeltmesi sonucunda yasal kayıtlarda yer alan
ve dağıtıma konu edilebilecek kâr
dağıtım kalemleri içinde
kârşılığının bulunması
gerekecektir. Bu kârar, VUK’a göre yapılan
düzeltmede ortaya çıkan zararlara rağmen,
VUK’a göre düzeltme öncesi
dağıtılabilir kârı aşmamak
üzere TMS/TFRS bilançosunda yer alan
dağıtılabilir kârın
dağıtılabileceği sonucunu
yaratmaktadır.

* TMS/TFRS tablolarında enflasyona göre yapılan
ilk düzeltme sonucunda ortaya çıkan
geçmiş yıllar zararlarının
endekslenmiş tutarları ile varsa sırasıyla
dönem kârı, dağıtılmamış
geçmiş yıllar kârları,
olağanüstü yedek akçe, emisyon primi dahil
yasal yedek akçelerin ve söz konusu kalemlerin
düzeltme farklarına mahsup edilebilmesi (sermaye
düzelte farkları mahsupta kullanılamayacak!)
mümkün olabilecektir. Bu mahsuplaşmada sermaye
düzeltmesi olumlu farklarının
kullanılamaması, düzeltme zararına sebebiyet
veren ana kalemin kullanılamaması anlamına
gelmektedir. Bu ise pek çok halka açık
şirketin uzunca bir süre kâr
dağıtamamasına sebep olabilir. SPK’nun bu
kârarını gözden geçirmesinde yarar
vardır.

Görüldüğü üzere enflasyon
düzeltmesi bizleri kâr dağıtımı
konusunda kârmaşık hesaplamalar ve analiz yapma
noktasına getirdi. Ancak zaten işletmelerin kâr
dağıtımı kârarı alırken,
ihtiyatlı olmaları ve enflasyon düzeltmesinden
doğan zararlarını yadsımamaları gerekir.
Enflasyon sermayelerini yemiş bitirmişken, bir de
işletme dışına kaynak aktarmamalarında
fayda var.

Previously published on T24.com

The content of this article is intended to provide a general
guide to the subject matter. Specialist advice should be sought
about your specific circumstances.

POPULAR ARTICLES ON: Tax from Turkey

Pillar Two: Global Minimum Taxation

KPMG in Cyprus

On 20 December 2021, the OECD/G20 Inclusive Framework (IF) on Base Erosion and Profit Shifting (BEPS) released the Model Global Anti-Base Erosion (GloBE) rules (Model Rules) under Pillar Two…

NID Reference Interest Rates 2024

KPMG in Cyprus

The Cyprus Tax Department (CTD) announced the interest yields of the 10-year government bonds for a number of countries as listed below as at 31 December 2023.

All Change For Non-doms

Lubbock Fine

Although there had been speculation in the run up to the Spring Budget that the Chancellor was set to steal Labour’s proposals to ‘abolish non-dom status’, the actual announcements from Jeremy Hunt…

#Enflasyon #Düzeltmesinin #Kâr #Dağıtımına #Etkileri #Corporate #Tax

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *