Abad Genel Mahkemesi “Hepsiburada” Kararı: Türkiye’de Tanınmış Bir Markanın Üçüncü Kişilerce Avrupa Birliği’nde İzinsiz Tescili De Kötü Niyet Kapsamında Değerlendirilebilir (T-172/23) – Trademark


To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Ankara Patent olarak, müşterilerimizin fikri
haklarına verdiğimiz büyük önem
doğrultusunda, Türkiye’de ve uluslararası alanda
karşılaştıkları fikri hak ihlallerine
karşı yasal mücadelelerini titizlikle takip
etmekteyiz. Bu yazıda, müvekkilimizin HEPSİBURADA
markasından kaynaklanan haklarının
Türkiye’de ve Avrupa’daki ihlali sebebiyle
yürüttüğümüz yasal
süreçleri detaylı bir şekilde ele
alacağız. Keyifli bir okuma dileriz.

Birçok tanınmış marka,
tanınmışlık seviyesinin düşük
olduğu ve hatta markalarının tescil ile dahi
korunmadığı coğrafyalarda kötü
niyetli hak ihlalleri ile karşılaşmaktadır. Bu
durumla Türkiye pazarında maalesef sıklıkla
karşılaşılsa da benzer durumlar Avrupa, Asya
gibi Dünya’nın diğer bölgelerinde de
karşımıza çıkabilmektedir. Söz
konusu hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına
ilişkin süreçler ve ihlalin marka sahibi lehine
sonuçlanması tabii ki markanın ayırt edicilik
seviyesi, ihlalin konu olduğu bölgede markanın
bilinirlik seviyesi, karşı tarafın kötü
niyetinin ispatı ve/veya ihlalin ortaya
çıktığı bölgenin özel hukuk
düzenlemeleri gibi birçok farklı
değişkene göre farklılık
göstermektedir.

Bahsi geçen benzer bir olayı, 20 yılı
aşkın bir süredir Türkiye piyasasından
aktif olarak rol alan, Türkiye’nin önde gelen
e-ticaret markası ve NASDAQ’ta halka arz edilen ilk ve
-şimdilik- tek Türk şirketi olan HEPSİBURADA
çok yakın zamanda deneyimlemiş ve
güçlü marka stratejisi ve yoğun bir hukuki
eylem planı sayesinde EUIPO (Avrupa Birliği Fikri
Mülkiyet Ofisi) nezdinde kötü niyetli başvuru
sahibi tarafından tescil edilen HEPSİBURADA
markasının hükümsüzlüğü
sağlanmış ve başvuru sahibinin kötü
niyeti Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) Genel
Mahkemesi (European Union Court of Justice General Court)
kararı ile kesinleşmiştir.

Bu yazımız ile sürecin detaylarını en
başından aktarmak ve tanınmış markalar ve
kötü niyetli marka tescilleri için oldukça
önem arz eden bu ABAD Genel Mahkemesi kararını
detaylandırmak istemekteyiz.

D-Market Elektronik Hizmetler ve Ticaret Anonim Şirketi
(D-Market) adına EUIPO nezdinde 10 Ağustos 2018
tarihinde, 35, 38 ve 42. sınıflardaki hizmetler
için 017941312 başvuru numarası ile işlem
gören hepsiburada.com ibareli marka
başvurusu yapılmıştır.

1458252a.jpg

Söz konusu marka başvurusuna hali hazırda EUIPO
nezdinde 21. ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetler
için Alpak B.V. adına 017151796 numarası ile 15
Aralık 2017 tarihinde tescil edilmiş olan hepsiburada
markasına dayanarak itiraz edilmiştir.

1458252b.jpg

İtiraz süreci ile paralel olarak HEPSİBURADA
markasının yaratıcısı ve gerçek hak
sahibi olan D-Market tarafından itiraza gerekçe
gösterilen 017151796 numaralı HEPSİBURADA
markasının iptali için EUIPO nezdinde 06
Kasım 2019 tarihinde kötü niyete dayalı
hükümsüzlük talebi
yapılmıştır.

Bu noktada altını çizmek gereken bir diğer
önemli nokta ise aynı marka sahibinin www.hepsiburada.life
ibareli bir alan adının da bulunması ve bu alan
adı ile AB sınırlarında e-ticaret faaliyetleri
yürütülmesidir. Söz konusu internet sitesi
içerisinde farklı bir logo ile HEPSİBURADA ibaresi
kullanılmış olsa dahi site içerisinde
“Hepsiburada Avrupa Online Satış Sitesi” gibi
kullanılan ifadeler ile tüketici
açıkça yanıltılmaya
çalışılmıştır.

Bir diğer önemli nokta ise kötü niyetli
başvuru sahibi olan Alpak B.V. şirketinin kurucu ve
yöneticilerinin Türk vatandaşı
olmasıdır. Bu durum tescil sahibi şirketin,
Türkiye’nin en tanınmış markalarından
olan HEPSİBURADA markasını bilmemesini
imkânsız hale getirmektedir. Kaldı ki, aynı
başvuru sahibi adına EUIPO nezdinde tescil edilmiş
ve fakat Türkiye’de farklı firmalar adına
tescilli olan markalar da bulunmaktadır.

Tüm bu veriler çerçevesinde EUIPO nezdinde
süreç devam ederken Türkiye’de ulusal fazda da
yoğun hukuki süreçler
başlatılmıştır. EUIPO ve AB mahkemeleri
nezdindeki süreçlerin ve yazının
bütünlüğünü sağlamak için
Türkiye’deki hukuki süreçlerden
yazının sonunda ayrıca detaylı olarak
bahsedilecektir.

Türkiye’de hukuki süreç eş
zamanlı olarak devam ederken Mart 2021 tarihinde
hükümsüzlük taleplerini de inceleyen EUIPO
İptal Birimi hükümsüzlük talebinin reddine
karar vermiştir. Söz konusu kararda HEPSİBURADA
markasının Avrupa’da
tanınmışlığının yeterli
olmadığı, başvuru sahibinin marka
başvurusunu yaptığı esnada
“HEPSİBURADA” markasından haberdar
olduğuna dair yeterli veri olmadığı ve bu
nedenle başvuru sahibinin bu başvuruyu kötü
niyet ile yaptığına dair yeterli kanıtın
olmadığı belirtmiştir. İlgili EUIPO
kararının detaylı incelemeden yoksun ve eksik bir
karar olduğu kanaatimizce aşikardır. Söz konusu
kararda başvuru sahibinin direktörünün
Türk kökenli olması, aynı şirkete ait olan
www.hepsiburada.life
internet sayfasında tüketicinin yanıltılmaya
çalışılmasına ilişkin ibarelerin
varlığı ve sitenin tamamen Türkçe
olması gibi iddialar incelemeye tabi
tutulmamıştır.

Tam olarak bu noktada ulusal fazda son derece
tanınmış olan bir markanın farklı
pazarlarda tanınmışlığının
bulunmadığı, kullanımının
sınırlı olduğu ve hatta olmadığı
bir durumda, markanın ayırt edicilik seviyesi ne derece
yüksek olursa olsun birebir aynısının
farklı bir başvuru sahibi tarafından tescil
edilmesinin kötü niyetli olduğunun ispatı
konusundaki zorluklar ile karşı karşıya
kalınmıştır.

Ancak, başvuru sahibinin kötü niyetinin deliller
ile açık olması ve başvurunun
yapıldığı esnada tanınmış
HEPSİBURADA markasının başvuru sahiplerince
bilinmemesinin imkânsız olması başta olmak
üzere çeşitli gerekçelerle karar EUIPO
Temyiz Kurulu nezdinde temyiz edilmiştir.

İlgili temyiz dilekçesinde; HEPSİBURADA
markasının D-Market tarafından
yaratılmış son derece güçlü bir
marka konumunda bulunduğu ve Türk tüketiciler
nezdinde ne derece tanınmış olduğu deliller ile
bir kez daha ileri sürülmüş ve bunun
yanında yöneticileri Türk vatandaşı olan
Alpak B.V’nin bu markanın tescil başvurusunu
başvurusu tarihinde kötü niyetli olarak
yaptığı, HEPSİBURADA markasının
bilinmemesinin olanaksız olduğu, marka
kullanımının da Türk tüketicileri hedef
alacak şekilde olmasının bunu kanıtlar
nitelikte olduğu iddia edilmiştir.

Her ne kadar Alpak B.V cevap dilekçesinde
HEPSİBURADA ifadesinin sıradan oluşturulmuş bir
kelime bütünü olduğunu ve İngilizce olarak
“Everything Here” kelimelerinden oluşmuş
olduğunu iddia etmiş olsa da EUIPO Temyiz Kurulu Ocak
2023 tarihinde D-Market tarafından dosyalanan tüm temyiz
iddialarını kabul etmiş ve 017151796 numaralı
HEPSIBURADA markasının hükümsüz
kılınmasına karar vermiştir.

EUIPO Temyiz Kurulu kararının detaylarına
geçmeden önce belirtmek isteriz ki, söz konusu
inceleme esnasında Alpak B.V, yargılamaya konu olan
017151796 numaralı HEPSIBURADA markasını Dendiki
B.V’ye devretmiştir. D-Market, söz konusu marka
devrinin yapılmasının amacının
Türkiye’deki hukuki süreci yavaşlatmak ve
aynı zamanda Avrupa’da devam eden hukuki süreci de
daha karmaşık hale getirilmeye çalışmak
olduğunu iddia etmiş ve Alpak B.V ile Dendiki B.V’nin
yöneticilerinin aynı aileye mensup olduklarını
da göstererek şirketler arasındaki organik
bağı kanıtlamak amacıyla ek beyan ve deliller
sunmuştur. İşbu yazımızın
devamında marka sahibinden Dendiki B.V (eski Alpak B.V) olarak
bahsedilmeye devam edilecektir.

EUIPO Temyiz Kurulu ilgili kararında öncelikle EUIPO
İptal Dairesi’ne sunulan belgelerin Dendiki B.V’nin
kötü niyetli olduğunu hali hazırda
kanıtladığını ve İptal
Dairesi’nin bu belgeleri göz ardı etmesinin bir hata
olduğunu, iptal talebi için ilk sunulan belgelerin
Dendiki B.V’nin HEPSİBURADA markasından haberdar
olduğunu desteklediğini ve dolayısıyla
yapmış olduğu hareketlerin dürüst
olmadığını belirtmiştir.

Buna ek olarak, EUIPO Temyiz Kurulu, Dendiki B.V’nin bu
marka ile yapmış olduğu ticari aktivitelerin
e-ticaret alanında olmasının, yöneticisinin bir
Türk olmasının ve bunların yanında
D-Market’in Türkiye’deki bilinirliği ve
2013’ten den beri önde gelen e-ticaret
sağlayıcısı olmasının Dendiki
B.V’nin ve yöneticisinin “HEPSİBURADA”
markasından haberdar olduklarına şüphe
bırakmadığını belirtmiştir. Bunun
yanında, Dendiki B.V’nin niyetinin ve
davranışlarının hiçbir şekilde
ticari bir mantık veya adil bir rekabet amacı
gütmediği aksine açık bir
“kötü niyet” olduğu, başvuru sahibin
amacının markanın ününden yararlanmak ve
D-Market’i Avrupa Birliği bölgesinden alıkoymak
olduğu hususları da yine EUIPO Temyiz Kurulu
kararında belirtilmiştir.

En önemlisi Temyiz Kurulu D-Market’in aktivitelerinin
2016’dan beri AB Pazarı üzerinde gelişmekte
olduğunu, bu tarihten beri ürünlerin birçok
üye ülkeye teslim edildiğini ve ne tesadüf ki
söz konusu markanın tescili için de tam da o
sıralar başvurulduğunu ifade etmiştir.

Ancak, söz konusu karar Dendiki B.V tarafından Avrupa
Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi’ne
taşınmıştır. Dendiki B.V
dilekçesinde şu iddialarda bulunmuştur;

  • HEPSİBURADA markasının düşük
    düzeyde korumaya sahip olduğu, Türkçe dilinde
    normal günlük dilin bir parçası olduğu
    ve Türkçe konuşan tüketici nezdinde
    HEPSİBURADA markasının verilen hizmetler ile
    doğrudan ilişkili olduğu,

  • D-Market’e ait HEPSİBURADA markasının sadece
    Türkiye’de tanınmış olduğu ve AB
    sınırlarında böyle
    tanınmışlığı olmadığı,
    www.hepsiburada.com web
    sitesinin de sadece Türkçe olduğu,

  • D-Market tarafından HEPSİBURADA markasının
    hali hazırda AB içerisinde kullandığına
    dair yapılan iddialarının
    sürdürülemez olduğu ve AB’de de aktif
    olunmadığı,

  • Kendilerinin HEPSİBURADA markasından haberdar
    olmadığı ve olması da gerekmediği,

  • D-Market’in markasının kullanımını
    engellemek gibi bir niyetin bulunmadığı,
    HEPSİBURADA ibaresinin kullanımının, web
    sitesinin niteliğini gereği farklı ürünler
    sunan satış platformu olduğunu belirtmek için
    amacıyla olduğu,

  • Marka tescillerinde ilk gelen ilk alır kuralının
    geçerli olduğu.

Bu iddialara cevaben D-Market yargılama sürecinin
öncesinde de ifade ettiği iddia ve cevaplarını
vurgulamaya devam etmiştir. Bunlar özetle:

  • HEPSİBURADA markası D-market tarafından
    yaratılmış, yüksek ayırt edicilik
    kazandırılmış ve Türkiye
    sınırları içinde en yüksek
    tanınmışlığa sahip markalardan
    biridir.

  • Avrupa Birliği sınırları içerisinde
    Türkçe yaygın olarak
    kullanılmadığından, HEPSİBURADA
    özgün ve yaratılmış bir marka olarak
    karşımıza çıkmaktadır.

  • HEPSİBURADA ibaresi ayırt edici
    olmadığını savunmak ve ona rağmen tescil
    ettirmeye ve üzerine D-Market’in de tescil ettirmesini
    engelleme çalışmak bir
    çelişkidir.

  • D-Market tarafından HEPSİBURADA markası 2017
    yılından bu yana Avrupa Birliği
    sınırları içerisinde de
    kullanılmaktadır. Kaldı ki, bir markanın
    yurtdışına yayılma stratejisi birçok
    etkene göre de değişkenlik
    gösterebilmektedir.

  • HEPSİBURADA markasının Türkiye’de
    tanınmış olması ve fakat AB’de çok
    bilinmiyor olması, tek başına başvuru sahibinin
    kötü niyetli olmadığını
    göstermez. Türk vatandaşı olan birinin
    Türkiye’nin en tanınmış markalarından
    biri olan HEPSİBURADA’yı bilmiyor olması akla
    yatkın değildir. Kaldı ki, Dendiki B.V’ye ait
    Türkçe olarak hizmet veren online satış web
    sitesinde de kendilerini “Hepsiburada Avrupa Online
    Satış Websitesi” olarak tanımlamaları bunu
    kanıtlamaktadır.

  • Kötü niyetin varlığı halinde “ilk
    gelen ilk alır” prensibi geçerli
    değildir.

Yapılan tüm detaylı incelemeler neticesinde
ABAD Genel Mahkemesi 21 Şubat 2024 tarihli

T-172/23 sayılı kararı ile davayı
tümden reddetmiş ve 017151796 numaralı
HEPSİBURADA markasının hükümsüz
kılınması yönündeki EUIPO Temyiz Kurulu
kararını onamıştır
. İlgili ABAD
Genel Mahkemesi kararının en önemli
noktalarından biri HEPSİBURADA markasının
Avrupa Birliği sınırlarında bir
bilinirliği ve hatta tescilinin olmaması hususunun
kötü niyet değerlendirmesi ile ilgili
olmadığının ve Türkiye’deki
tanınmışlığın kötü niyetin
değerlendirilmesinde dikkate alınması
gerektiğinin ve ek olarak marka sahibinin (Dendiki B.V.)
kötü niyetinin değerlendirmesinin
“HEPSİBURADA” teriminin ayırt edicilik
karakterinden bağımsız olarak incelenmesi
gerektiğinin ifade edilmesidir. Aynı zamanda,
HEPSİBURADA ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf
olduğu iddiasının da yargılamaya konu olan her
iki markada da bu ibarenin ortak unsur olması nedeniyle
incelemeye gerek olmadığı belirtilmiştir.

Sunulan tüm deliller ve beyanların incelenmesi ile
yargılamaya konu olan HEPSİBURADA markasının
dürüst bir şekilde ticaret yapılması
amacıyla başvurusunun yapılmasının pek
olası olmadığı ve tanınmış
HEPSİBURADA markasının ününden haksız
şekilde yararlanma
çalışıldığı ile
D-Market’in AB pazarına girişini engellemeye
yönelik bir başvuru olduğu ifade edilmiş, bu
bağlamda EUIPO Temyiz Kurulu’nun bu tespitleri de
onaylanarak marka sahibinin kötü niyet ile söz
konusu markanın başvurusunu yapmış olduğu
kabul edilmiştir.

Oldukça uzun süre devam eden bu yargılama
sürecinin tüm marka sahipleri için en önemli
kazanımlarından biri, marka ihtilafının ortaya
çıktığı coğrafyada
tanınmış olmayan bir markanın birebir
aynısının üçüncü bir kişi
tarafından tescil edilmesinin ABAD Genel Mahkemesi kararı
ile kötü niyet olarak değerlendirilmesinin
mümkün olduğu hususudur. Zira, markaların
tanınmışlıkları artıp, ticari
değerleri de paralel olarak arttıkça, onlara
ilişkin kötü niyetli eylemler de paralel olarak
artmakta ve bu durum markalarını korumaya
çalışan marka sahipleri için hem zaman hem
de ekonomik olarak oldukça maliyetli bir hal
almaktadır. Özellikle uluslararası platformlardaki
bu gibi mahkeme kararlarının artmasının
kötü niyetli marka tescillerinin bir nebze
önünün kesilmesini sağlayacağını
ummaktayız.

Dendiki B.V’nin söz konusu kararı Avrupa
Birliği Adalet Divanı nezdinde temyiz etme hakkı
halen bulunmaktadır. Kararın sonucunu
değiştirecek bir gelişme olması halinde
okuyucular bilgilendirilecektir.

Yazıda belirttiğimiz üzere, Avrupa
Birliği’ndeki süreçler devam ederken,

Türkiye’de de paralel
yargı süreçleri
başlatılmıştır. Bu süreçlerden
de kısaca bahsetmek yazının
bütünlüğünün sağlanması
için yerinde olacaktır.

D-Market adına ilgili alan adı sahiplerine
karşı başlatılan hukuki süreç
Ankara’da Fikri ve Sınai Haklar ihtisas mahkemeleri
nezdinde görülmüştür.
Uyuşmazlığın konusu; davalının,
davacıya ait “HEPSİBURADA” ibareli marka
hakkını ihlal eden, davacıya ait alan adı ile
iltibas oluşturan eylemlerinin bulunup
bulunmadığı, bu eylemlerin aynı zamanda
davacı aleyhine haksız rekabet oluşturup
oluşturmadığı, buna bağlı olarak;
marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin
tespiti, tecavüzün durdurulması, men’i,
davalının “HEPSİBURADA” ibaresini markasal
kullanımının her türlü mecrada
durdurulması, davalıya ait “http://www.hepsiburada.life”
internet sitesine erişimin engellenmesi, haksız rekabet
teşkil eden eylemlerin önlenmesi istemlerinin yerinde
olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından alınan bilirkişi
raporları ve dosya üzerinden yapılan incelemeler
çerçevesinde davacı yanın
Türkiye’de tescilli markalarına dayalı olarak,
davalı yanın marka hakkı ihlali oluşturan
eylemlerini engelleyebileceği, davalı yanın “www.hepsiburada.life
ibareli alan adı ve bu alan adı içeriğinde
yer alan “hepsiburada” ibareli markasal
kullanımlarının Türkiye’de ticari etki
doğuracak şekilde gerçekleştirildiği,
davalı yanın Türkiye’de ticari etki
doğuracak şekilde gerçekleştirilen bu
markasal kullanımlarının Türkiye’de
geçerli meşru bir dayanağının
bulunmadığı, davalı yanın bu markasal
kullanımlarının davacı yana ait
“HEPSİBURADA” ibareli markalara tecavüz
teşkil edecek nitelikte olduğu, davalı yanın
eylemlerinin aynı zamanda davacı aleyhine haksız
rekabet oluşturduğu da kanaatine varılarak;
davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı
taraf Yerel Mahkeme kararına karşı istinaf kanun
yoluna başvurmuştur. Dosya Bölge Adliye Mahkemesinde
inceleme aşamasındadır. (Ankara 5. Fikri ve
Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/333 E.- 2022/108 K.
Sayılı karar)

Eş zamanlı olarak alan adı sahiplerine
karşı Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcılığı nezdinde şikayet
yapılmış ve HEPSİBURADA markaları ve
adına kayıtlı www.hepsiburada.com alan
adından kaynaklanan haklarına tecavüz eden
şüpheli şirket yetkilileri hakkında
soruşturma yapılarak ceza davası
açılması, şüpheliler tarafından www.hepsiburada.life
e-ticaret sitesinde D-Market’e ait www.hepsiburada.com
sitesinin bir şubesiymiş imajı vererek kimlik
hırsızlığı yapmaları ve bu nedenle
TCK’nın 158. Maddesinin (f) bendinde düzenlenen
“bilişim sistemlerinin araç olarak
kullanılması suretiyle
dolandırıcılık” ve aynı
fıkranın (g) bendinde düzenlenen “basın ve
yayın araçlarının
sağladığı kolaylıktan yararlanmak
suretiyle dolandırıcılık” olmak üzere
dolandırıcılık suçunun iki farklı
nitelikli hâlinin oluştuğu gerekçesiyle
şüpheli şirket yetkilileri hakkında
soruşturma yapılarak ceza davası
açılması talep edilmiş ve iddianame kabul
edilmiştir. Görülen davada sanıkların
marka hakkına tecavüz eylemleri sabit
görülmüş ve sanıkların
cezalandırılmasına, hükmün
açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmiştir. Sanıklar
karara itiraz etmiş ancak itirazları yerinde
görülmeyerek karar kesinleşmiştir.
(Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Ceza Mahkemesi nezdinde
2021/527 E.- 2023/242 K.)

Sonuç olarak, tüm bu yargılama
süreçlerinin sonunda ortaya çıkan bu nihai
kararlar tanınmış marka sahipleri için
oldukça önem taşımaktadır.
Özellikle marka sahiplerinin markalarını
oluştururken ve sonrasında korumaya
çalışırken oluşturdukları
stratejiler için harcanılan emek ve maliyet göz
önüne alındığında, kötü
niyetli marka başvurularının önüne
geçebilecek hukuki yolların olması marka sahipleri
için oldukça güven teşkil etmekte ve
aynı zamanda markaların daha da büyümesi
için teşvik edici bir rol oynamaktadır.

The content of this article is intended to provide a general
guide to the subject matter. Specialist advice should be sought
about your specific circumstances.

#Abad #Genel #Mahkemesi #Hepsiburada #Kararı #Türkiyede #Tanınmış #Bir #Markanın #Üçüncü #Kişilerce #Avrupa #Birliğinde #İzinsiz #Tescili #Kötü #Niyet #Kapsamında #Değerlendirilebilir #T17223 #Trademark

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *